-
1 выболтать секрет
bir sirri açiklamak -
2 გამხელა
bir sırrı ifşa etmek -
3 Geheimnis
Geheimnis <-ses, -se> ntgiz, sır; ( Unerforschtes) gizem, esrar;jdm ein \Geheimnis anvertrauen birine sır vermek;ein \Geheimnis verraten bir sırrı ifşa etmek, bir sırrı açığa vurmak;ein offenes \Geheimnis herkesin bildiği sözde sır;ein \Geheimnis vor jdm haben birinden bir şey gizlemek -
4 deviner
-
5 verraten
verraten*I vt1) ( preisgeben) ifşa etmek;ein Geheimnis \verraten bir sırrı ifşa etmek;soll ich Ihnen was \verraten? ( fam) size bir şey söyleyeyim mi?2) ( Treue brechen) ihanet etmek;\verraten und verkauft sein ihanete uğramak;seine Ideale \verraten ideallerine ihanet etmek3) ( zu erkennen geben) ele vermek, açığa vurmak;der Ausdruck auf seinem Gesicht verriet seine Freude yüzündeki ifade sevincini açığa vuruyorduII vrsich \verraten2) ( sich zeigen) faş olmak, belli olmak, ortaya çıkmak -
6 dévoiler
-
7 trahir
v t1 dénoncer ihanet etmek◊Il a trahi ses complices. — Suçortaklarına ihanet etti.
2 être infidèle ihanet etmek3 révéler açığa vurmak◊Son expression l'a trahi. — Yüz ifadesi onu ele verdi.
4 fausser çarpıtmak5 abandonner ihanet etmek◊Ma mémoire me trahit. — Belleğim bana ihanet ediyor.
-
8 Vertrauen
Vertrauen n <Vertrauens; o pl> güven, inanç;Vertrauen erweckend güven veren;(wenig) Vertrauen erweckend aussehen (pek) güven verici görün(me)mek;im Vertrauen (gesagt) aramızda kalsın;Vertrauen haben zu -in -e güveni var/olmak;jemanden ins Vertrauen ziehen -e açmak (bir sırrı) -
9 offenbaren
offenbaren* [ɔfən'ba:rən]I vt ( geh) ( offen zeigen) aşikâr etmek, açıklamak, belli etmek; ( enthüllen) ifşa etmek, açığa vurmak;ein Geheimnis \offenbaren bir sırrı ifşa etmekII vrsich \offenbaren -
10 секрет
I м1) в соч. sır (- rrı)секре́т успе́ха — başarının sırrı
э́то ни для кого́ не секре́т — bu kimsenin meçhulü değildir
держа́ть что-л. в секре́те — gizli tutmak
не де́лать секре́та из чего-л. — bir şeyi gizlememek
у меня́ от него́ нет никаки́х секре́тов — ondan saklayacağım hiç bir şey yok
скажу́ вам по секре́ту,... — size gizli söyleyeyim,...
мне на́до ко́е о чём поговори́ть с ним по секре́ту — onunla gizli konuşacaklarım var
2) воен. sabit keşif koluII м, физиол. -
11 тут
burada; burası,derken* * *разг.1) нареч. burada; burası; derkenтут жа́рко — burası sıcak
тут он запротестова́л — burada isyan etti
тут подня́лся хо́хот — derken bir kahkahadır koptu
он стоя́л тут же — oracıkta duruyordu
вот тут-то всё и произошло́ — işte ne olduysa o sırada oldu
2) в соч., → частицаа что тут интере́сного? — bunun neresi ilginç?
в чём тут секре́т? — bunun sırrı nedir?
что тут смешно́го? — gülünecek ne var bunda?
а что тут стесня́ться? — ne var çekinecek?
попро́буй тут отдохни́! — gel de dinlenebilirsen dinlen!
••тут же — o saat ( тотчас); bir iki demeden ( не раздумывая)
-
12 promettre
-
13 проболтать
сов., разг.1) (провести какое-л. время в болтовне) (bir süre) çene çalmak2) (выдать секрет и т. п.) dile vermekпроболта́ть секре́т — sırrı dile vermek
-
14 тайна
sır,gizlilik* * *ж, врзвое́нная та́йна — askeri sır
та́йна успе́ха — başarının sırrı
та́йны приро́ды — doğanın sırları
та́йна перепи́ски — haberleşmenin gizliliği
в та́йне от кого-л. — birinden gizli (olarak)
храни́ть что-л. в та́йне — gizli tutmak
дове́рить кому-л. свою́ та́йну — birine sırrını açmak
раскры́ть та́йну чего-л. — bir şeyin sırrını keşfetmek / bulmak
••э́то покры́то та́йной — orası esrar perdesiyle örtülüdür
э́то ни для кого́ не та́йна — bu, kimsenin meçhulü değildir
-
15 giveaway
gizli bir seyi, sirri belli eden, açiga vuran
См. также в других словарях:
sır tutmak (veya saklamak) — bir sırrı açığa vurmamak, başkasına söylememek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sır vermek (veya sızdırmak) — bir sırrı açığa vurmak, başkasına söylemek Mustafa dışarı sır sızdırmıyordu lakin üzüntüden de eriyordu. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
gül — is. <fars.> 1. Çiçək (danışıqda «qızılgül» mənasında da işlənir). Ağaclar gül açıb. Gül dərmək. – . . Bir dəstə gül olaydım; Asılaydım yaxannan. (Bayatı). Bir gül ilə bahar olmaz. (Ata. sözü). . . Hər gülün, hər çiçəyin öz adı, öz surəti… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
MESİH-ÜD DECCAL — Deccal a da bu isim verilmesinin bir sırrı şudur ki: Bir gözü silik, yani kör ve ayıplı olmasındandır. Sadece bu dünyayı görüp, âhireti görecek gözünün kör olmasındandır. * Mesih, uğursuzluğundan nâşi Deccal ın lâkabıdır. Nakşı silinmiş para, çok … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Бахманьяр аль-Азербайджани — (перс. ابوالحسن بهمنیار بن مرزبان, азерб. Bəhmənyar əl Azərbaycani) умер в 1065/1066 году) персидский[1][2] … Википедия
Медицина в Азербайджане — призвана защищать здоровье и благополучие граждан Азербайджанской Республики. Реформы в области оказания медицинской помощи населению и направления системы здравоохранения являются частью глобальной стратегической программы развития экономической … Википедия
Бахманяр — Абуль Гасан Бахманяр ибн Марзубан (полное имя Abul Ḥasan Bahmanyār ibn Marzubān Ajamī Aḍarbāyijānī) (перс. ابوالحسن بهمنیار بن مرزبان) умер в 1065/1066 году) персидский[1][2] учёный XI века, родом из иранского Азербайджана.[3][4][5] По… … Википедия
izbe — sf., Rus. 1) Basık, loş, nemli, kuytu (yer) Bir sırrı sürüklüyor terlikler pıtır pıtır / izbe sofalarında izbe sofalarında. N. F. Kısakürek 2) Sapa … Çağatay Osmanlı Sözlük
sus payı — is., huk. Susması, karşı gelmemesi veya bildiği bir sırrı yaymaması için birine verilen para vb. şey, susmalık, hakkısükût … Çağatay Osmanlı Sözlük
su vermek — 1) bitkileri sulamak 2) hayvanlara su içirmek 3) insanlara içmek için su getirmek 4) çeliğin sertlik, dayanıklılık ve esnekliğini artırmak için kızgınken suya batırmak ... yaptığı kısacık bıçaklar bile iki kat olur kırılmazdı, çeliğe su vermek,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
RAZ-AŞNA — f. Bir sırrı bilen … Yeni Lügat Türkçe Sözlük